27 Temmuz 2008 Pazar

Yalova


Selam blog. Dün, gerçekten uzun bir zaman sonra ilk kez kendimi yollara vurabildim, nasıl özlemişim anlatamam.

Yalova'da HHO kampında olan kardeşimi ziyarete gittim. Perşembe sabah 09:00-11:00 arası İspanyolca dersi, 11:00-05:00 arası da dergi çalışmaı yapıp eve geldim uyudum. Tabii 20 saate yakın sürekli kafa çalıştıran bünye sağlam uyku istiyor, cuma saat 19:00'da uyandım.Sabaha kadar SouthPark izledim, baktım uykum yok, evde de sıkılıyorum; planlarımı değiştirerek 10:00 yerine 07:30'da yola koyuldum. Hızlı sayılacak bir yolculuktan sonra saat 09:00'da Eskihisar iskelesine varmıştım. Vapura bindim, koca vapurdaki tek motor olarak karşıya geçtim, bir benzinlikte bir çorba içtim, saat 10 civarında HHO kampına uğradım. Kardeşimle saat 13.00'den evvel görüşemeyeceğimi öğrenince etrafı gezmeye karar verdim.

Önce Yalova şehir merkezi zannettiğim Çiftlikköy'ü gezdim, köyü bitirip dağ yoluna girmişim, "Yalova ne ufak" diye kızıyordum :) Tepelerden, köy yollarından devam ederek Yalova yolunu buldum. Yalova'ya girip sahile biraz baktım, beğenmeyip Çınarcık'a devam ettim. Çınarcık yolları inişli çıkışlı, virajlı ve boştu, çok eğlendim.

Bu arada, Çınarcık yolunda ilk kez çevirmeye girdim. Jandarma rutin kontrol yapıyordu, beni de durdurdular, tam teçhizatımı görünce "senin evraklar da tamamdır, ama bir bakalım yine de" diye ehliyetime baktılar, plakayı anons geçtiler, bir sorun olmayınca teşekkür edip yolladılar.

Çınarcık'ta sahilde turladım, bir tost yiyip çay içtim, sahili seyrettim. Saat 12'ye yaklaşırken tekrar, bu kez kulaklıklarımda çalan Tool-You Lied eşliğinde yola koyuldum. Zevkle geçen bir sürüş ardından okula vardım, kardeşimle uzun bir muhabbetten sonra 18.00'de yola koyuldum.

Topçular'dan bindiğim vapurda benden başka bir motor daha vardı. Hurda bir Bisan Life olan motorun apaçi sahibi zannedersem kafayı bana taktı. Dönüşte acelem olmadığı için 90km/sa sabit hızla gitmeyi planlamıştım, ancak bu motorun sahibi gazlıyor geçiyor dibimden, yavaşlıyor, arabaların arasından geçiyor, aklı sıra bekleyip devam ediyor, ne kask ne mont, hiçbir şey yok adamda, düşecek geberecek bana vicdan azabı bırakacak. Yürüdüm gittim, arayı 1-2km açtım, tekrar normal hızıma düştüm; 5 dakka sonra yine geldi dibimden geçti, bu sefer ben de 70'e indim, bir daha da görmedim. Köprüye yaklaşınca çıkışı kaçırıp Kadıköy'den döndüm, sonra eve varıp kafa çektim :)


Özlemişim CuBuF'u...

1 yorum:

Mostafa dedi ki...

hi. Have a nice trip every time