Selam blog.
Arada bir uğruyorum, evde tembellik yapıyorum, kusura bakma.
Havaların ısınması, seneler sonra Easy Rider'ı izlemem ve hayatta kalma teknikleriyle ilgili kitaplar okumam sonucunda pis gaza geldim; en kısa zamanda dağa çıkmam lazım.
Şu an aklımda kaptırıp üç-dört günlüğüne Saros Körfezi'ne gitmek var. Altı yıl önce Gelibolu'ya giderken, üç yıl önce Keşan'dayken ve geçen yaz Ayvalık'a giderken uzaktan gördüm; oraları gezmek hep aklımda ama bir türlü gitmek kısmet olmadı. Ağustosta uzaklara gideceğime göre hazır bahar da gelmişken bir gitmek lazım oralara.
Aklımda çadır-mat-uyku tulumu üçlüsünü yüklenip, İsviçre çakımı cebime koyup, Olcan'ı veya Ümit'i; hatta en iyisi ikisini birden gaza getirip üç-dört geceliğine Saros Körfezi'ne bakan herhangi bir yerde kamp yapmak var. Yola çıkarken Kumburgaz'a da uğrayıp olta takımını alırız, yemek de beleşe gelir diye düşünmüyor değilim :)
Saros Körfezi'ni gören bir ağaç dibinde kendi tuttuğum balıkları mangal yapıp bir ufak Yeni Rakı eşliğinde arka fonda
Steppenwolf - Born to be Wild çalarken Ege üzerinde günbatımı karşısında yemek fena olmaz hani...
Kısmet...
Bu arada unutmadan:
376 GÜNDE 10.000 KM!
Kazasız belası nice 10.000'lere!!