20 Mayıs 2008 Salı

Buradayım, Tekrar Yoldayım*

Cuma günkü insanlık için küçük, benim için büyük kazamdan sonra bugün tekrar yollara döndüm. Geçen perşembe beraber aldığımız Suzuki Burgman 400'üyle Silivri'den gelen dayımla Topkapı'da buluştuk, biraz gezmek için yola çıktık.

İlk önerim olan Kilyos hedefi dayım tarafından pek gerçekçi bulunmadı :) Açıkçası gidesim vardı, o orman yollarında motor kullanmanın keyfini tekrar yaşamak hoş olurdu. İkinci önerim Bebek'te kahve içmek oldu, dayım tarafından kabul edildi, iki acemi motocu olarak yola koyulduk. Boğaz kıyısında motor kullanmak gerçekten dünyanın en zevkli aktivitelerinden biri, serin ve tuzlu deniz rüzgarı ve hafiften gelen balık kokusu ile muhteşem manzara (ki bu manzara gerçekten dikkat dağıtıcı, önceki araçla kucaklaşma olasılığına karşı ya aşırı bir takip mesafesi lazım ya da manzaraya bakmamak) muhteşem.

Her neyse, Topkapı'dan Aksaray'a trafikte araçların arasına fazla girmeden ulaştık. Eminönü yönü fazla tıkalı olduğu için Unkapanı köprüsünde balık kokusu alarak Tarlabaşı yokuşuna devam ettik.

Bu noktada yeni motorcu arkadaşlara bir not düşmek istiyorum: Tarlabaşı'ndan geçmeyin! Yokuş yukarı, ilk kez motorla geçişte keskinliği kestirilemeyen, psikopat minibüsçü-taksici-dolmuşçu üçlemesinin önemli öğeler arasında olduğu, asfaltın kaldırım taşı kıvamına geldiği bu yolda otomobille kendimi güvensiz hissederken motorla girmenin cidden tehlikeli olduğu son derece açık. Zaten buradan Unkapanuı->Taksim yönünde olan her iki geçişimde de ikişer kez araçlar tarafından sıkıştırıldım ve virajda şeritten taştım.

Taksim'den sonra Dolmabahçe üzerinden Beşiktaş'a ulaştık, daha sonra sahilden Ortaköy'e gittik. Beşiktaş-Ortaköy arası trafik olduğunda o yol çekilmez oluyor. CuBuF'um şehre göre tasarlanmış son derece çevik bir motor olduğu için rahatça aralardan geçebiliyorum, ancak dayım Burgman'ıyla tıkalı trafikte zorlandığı için uzun süre sıcak altında motorumu ve kendimi ısıttım.

Bu arada farkettiğim eğlenceli bir şey, kaskın güneş vizörü kapalı ama normal vizörü açıkken otobüsteki kızlara çaktırmadan göz atabildiğiniz :) Akan trafikte yapmayın, ancak duruyorken son derece eğlenceli bir aktivite. 25T'deki kırmızılı bayana sesleniyorum; baktığını gördüm, eğer bunu okuyorsan yorum bırak :)

Ortaköy'den sonra yol açıldığında trafikte fazla beklemenin de bir motocu için sağlıklı olmadığını öğrendim. Yol açıldığı an birer saniye arayla 1-2-3-4 ve 5. viteslerle 90km hıza ulaşmak insanı hem rahatlatıyor hem de serinletiyor, ancak şehir içi hız limiti de çoktan aşılmış oluyor.

Bebek'te içtiğimiz birer kahveden sonra dayıma üniversitemi gösterdim, ardından Feyizoğlu'ya giderek motor aksesuarı baktık. kendime sağlam bir kilit aldım, motoru bir aydır kilitlediğim çakma bisiklet kilidine kıyasla yirmi kat daha sağlam göründü gözüme. İnşallah hırsız adaylarına da öyle görünür.

Dayıma iyi yollar diledikten sonra mahhalleme geri döndüm. 8-10 km/s hızla mahallede dolaşıp eski günlerimi yad ettim. Eve döndüm, babam beni camda karşıladı. Hemen aşağı gelip motorla bir tur attı, üçüncü kullanışında üçüncü kez "zor oğlum bunu kullanmak" deyip motoru yerine çekmem için bana vardi :)

Son derece sıkıcı bir gün, buradan çıkaracağımız sonuç her kuşun eti yenmez.

*Here I am, on the road again
Metallica - Turn the Page

1 yorum:

Adsız dedi ki...

God speed you! Khutucuk,